13. Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı

Bu yıl 13.’sü gerçekleştirilecek olan “Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı” 5 Ekim 2021 Salı günü düzenlenecek. “İklim DeğişimiDoğal Afetler – Sigorta ve Reasürans Dünyasında Yeni Risk Yaklaşımı” başlıklı online konferansa ulusal ve uluslararası alanda tecrübeli birbirinden değerli isimler katılım sağlayacak.

Türkiye Sigorta Tatbikatçıları Derneği (STD) tarafından düzenlenen, IUC’nin organizasyon sponsoru ve SigortacıGazetesi’nin basın sponsoru olduğu Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı’nın bu yıl 13.’sü düzenleniyor. 5 Ekim 2021 Salı tarihli, iki ayrı oturumdan oluşan ve alanında uzman birbirinden değerli isimlerin yer alacağı konferans koronavirüs tedbirleri sebebiyle bu yıl da webinar olarak gerçekleştirilecek.

STD Başkanı Fahri Altıngöz’ün açılış konuşması ile saat 11.00’de başlayacak olan konferans, Türkiye SigortaReasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Başkanı Atilla Benli ve Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkan Yardımcısı Mete Güler’in konuşmaları ile devam edecek.

Underwrıtıng Ve Risk Yönetimi Masaya Yatırılıyor

IUC Group CEO’su Menekşe Uçaroğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenecek olan Underwriting/Fiyatlandırma ve Modelleme” başlıklı 12.15’te başlayacak olan ilk oturumda; Ernst Rauch (Munich Re), Maruice Williams (Willis), Nicolas Gregory (Swiss Re), Prof. Dr. Sinan Akkar (Türk Re), Tom Johansmeyer (Verisk) ve Marie-Laure Fandeur (Scor) konuşmacı olarak katılım sağlayacak.

İlk panelin ardından anahtar söz alacak olan Tim Hardy (AIDA), ikinci panelin açılış konuşmasını yapacak. Xprimm’den Daniela Ghetu’nun moderatörlüğünde gerçekleşecek olan “Hasar/Risk Yönetimi” başlıklı, konferansın 2. ve son oturumunda ise Cem Öztürk (MRC), Nicoleta Radu (Paid), Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu (İTÜ), Selim Uçer (Doktar), Serpil Günal (TARSİM) ve Ted Gregory (Verisk) konuşmacı olarak oturuma katılım gösterecek.

13. Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı 5 Ekim’de Yapılacak
13. Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı 5 Ekim’de Yapılacak

Türkiye Sigorta İletişim Bilgisi, Türkiye Sigorta Acent

“Alkollüyken Kasko Ödemez” Devri Bitti

Yargıtay, çok tartışılacak bir karara imza atarak, sürücünün alkollü olmasını sigorta bedelinin ödenmemesi için tek başına yeterli saymadı. Emsal oluşturacak karara göre, sigorta şirketleri sürücü alkollü olsa da oluşan hasarı ‘kusuru olmaması halinde’ ödemek zorunda kalacak.

Yargıtay’dan kasko şirketlerine kötü haber geldi. Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi, sigorta şirketinin ‘sürücü alkollü’ diye karşılamadığı, 10 bin liralık onarım bedelinin ödenmesine vize verdi. N.B adli kadın sürücü, dört yıl önce Mardin Nusaybin’de kaskolu aracıyla tek taraflı trafik kazası yaptı. Hasarlı araç 922 kilometre uzaklıkta Çorum’daki servise çekiciyle taşınıp onarıldı. Sigorta şirketi, “sürücü alkollü” diyerek hasarı ödemedi. N.B, onarım ve çekici masraflarının karşılanması için 16 bin 400 liralık maddi tazminat davası açtı.
Davalı temyize gitti
Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davalı sigorta şirketinin avukatının ‘Sürücü alkollü, hasar teminat dışında’ itirazına rağmen bilirkişi raporu ışığında hasarın ödenmesine karar verdi. Mahkeme, 2 Kasım 2011’de faturalandırılan 10 bin 34 liralık onarım ve bin 400 liralık çekici masrafının toplamı 11 bin 434 liranın davacı sürücüye ödenmesine hükmetti. Davalı sigorta şirketi ise kararı temyiz etti. İki taraflı şikayetleri inceleyen Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi, 10 bin 34 liralık tamir masrafının ödenmesini usul ve yasaya uygun bulup onadı.
Kanıtlanması gerekir
Avukat Alper Sarıca, Yargıtay’ın sürücünün alkollü olmasını sigorta bedelinin ödenmemesi için tek başına yeterli saymadığını belirterek, “Kara taşıtları kasko sigortası genel şartlarına göre rizikonun teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yeterli değildir. Kazanın münhasıran alkolün etkisi ile oluştuğunun sigortacı tarafından kanıtlanması gereklidir” dedi. Bir kişinin sırf ‘alkollü’ diye sigorta şirketinin ‘Ben hasarı ödemem’ diyemeyeceğini ifade eden Sarıca şunları söyledi:
Kazada alkol etkisi yok
“Yargıtay, bu kararda sürücünün alkollü olmasını kazada etkisi olmadığı sonucuna vararak, tazminat talebini kabul etmiştir. Sürücüsü 200 profil alkollü olsun, yolunda giderken, karsı şeritten bir araba gelip üzerine düşerse, kasko şirketi ‘alkollüsün ödemem’ diyemez. Yargıtay’ın uygulamaları bu yönde. Yargıtay, kazaya münhasıran alkolün yol açıp açmadığına, yol, hava şartlarına, kusur oranına bakıyor. Ama biz Türk insaniyiz. Sigorta şirketleri ‘alkollü’ diye hasarı ödemiyor, 100 kişiden 5’i dava açıyor.”
Alkol varsa sigorta kesinlikle ödenmez
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Erhan Tuncay, konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Alkollü araç kullanılırken yapılan kazalarda kasko kesinlikle ödemez. Zaten bu durum kanunda da var. 30 ya da 50 profil diye bir sinir da olmadığına göre, alkollü aracın kazasını kaskonun hiç bir şekilde ödemeyeceği sonucu ortaya çıkıyor. Mahkemenin bu kararı neye göre verdiğine bakmak lazım. Türkiye, alkollü araç kullanmanın yasak olduğu bir ülke. Başlangıç noktası olarak bunu alırsak, ödenmeyeceğini görebiliriz.”
922 km çekici ücreti kaskoya ödetilmedi
Yargıtay, Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bin 400 liralık çekici masrafının sürücüye ödenme kararını ise bozdu. 922 kilometre çekici ücretinin kaskoya ödetilemeyeceği kararını veren Yargıtay, aracın kaza yerine en yakin servise çektirilmesi gerekirken, Nusaybin’den Çorum’a getirilerek, zararın ağırlaştırıldığını belirtti. Mahkemenin ayni bilirkişiden ek rapor alarak, “olağan” ve “makul” bir çekici ücreti belirlenmesi istendi. Yerel Mahkeme bozmaya uyarsa, “makul-olağan” yeni bir çekici ücreti belirleyecek. Ancak, mahkeme ilk kararda direnirse son sözü Yargıtay Hukuk Genel Kurulu söyleyecek.

========================

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2018/4623

K. 2018/11940

T. 10.12.2018

* ZORUNLU KASKO SİGORTA POLİÇESİNDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT ( Hasarın Teminat Dışı Kalabilmesi İçin Sürücünün Sadece Alkollü Olması Yetmeyip Kazanın Münhasıran Alkolün Etkisinde Oluşması Gerektiği Yargıtay’ın Yerleşik Uygulamalarında Sürücünün Aldığı Alkol Oranının Doğrudan Doğruya Sonuca Etkisi Bulunmadığından Kazanın Salt Alkolün Etkisiyle Gerçekleşip Gerçekleşmediğinin Alkol Dışında Başka Unsurların da Olayın Meydana Gelmesinde Rol Oynayıp Oynamadığının Saptanması Gerektiği )

* HASARIN KASKO SİGORTA POLİÇESİ TEMİNAT KAPSAMINDA OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ ( Kaza Tespit Tutanağında Sigortalı Araç Sürücüsüne Kavşaklarda Geçiş Önceliğine Uymadığından ve Alkollü Araç Kullandığından Asli Karşı Araç Sürücüsüne Kavşağa Yaklaşırken Hızını Azaltmadığından Tali Kusur Verildiği/Kaza Sırasında Sigortalı Araç Sürücüsünün 1.83 Promil Alkollü Olduğu Saptanmış İse de Sürücünün Alkollü Olması Yalnız Başına Hasarın Teminat Dışı Kalmasını Gerektirmeyeceği )

* SÜRÜCÜNÜN ALKOLLÜ OLMASI ( Tazminat – Sürücünün Alkollü Olması Yalnız Başına Hasarın Teminat Dışı Kalmasını Gerektirmeyeceği/Kazanın Salt Alkolün Etkisiyle Oluşması ve Başka Etmenlerin Bulunmaması Gerektiği ve Dosya Kapsamından Davacıya Ait Araç Sürücüsünün Tek Başına Kazaya Sebebiyet Vermediği Dava Dışı Sürücünün de İkinci Derece Kusurlu Davranışı İle Olaya Katılımının Bulunduğu Dolayısıyla Kazanın Münhasıran Alkolün Etkisiyle Meydana Gelmediği Anlaşılmakla Rizikonun Teminat Kapsamında Kaldığı )

6847/m.19

2918/m.48/6

6102/m.1281

ÖZET : Dava, Zorunlu Kasko Sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

Uyuşmazlık, trafik kazasının salt alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, dolayısıyla hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.

Hasarın teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yetmeyip kazanın münhasıran alkolün etkisinde oluşması gerekmektedir. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.’nun 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerektiği benimsenmektedir. Kaza tespit tutanağında; sigortalı araç sürücüsüne kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığından ve alkollü araç kullandığından asli, karşı araç sürücüsüne kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından tali kusur verilmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonunca hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; davacının maliki bulunduğu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında, karşı araç sürücüsünün,%25 oranında kusurlu olduğu belirtildikten sonra, kazanın sigortalı araç sürücüsünün münhasıran alkollü olmasından meydana gelmediği ifade edilmiştir.Kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün 1.83 promil alkollü olduğu saptanmış ise de, sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Kazanın salt alkolün etkisiyle oluşması ve başka etmenlerin bulunmaması gerekir.Dosya kapsamından ve bilirkişi raporlarından, davacıya ait araç sürücüsünün tek başına kazaya sebebiyet vermediği, dava dışı sürücünün de ikinci derece (%25) kusurlu davranışı ile olaya katılımının bulunduğu, dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediği anlaşılmaktadır.Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, rizikonun teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kabulüyle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunduğu dava dilekçesi ile; davacı adına kayıtlı araca, … Sigorta Şirketi tarafından … Poliçesi ile sigortalanan aracın 23/08/2015 tarihinde çarpması şeklinde trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davacıya ait aracın %75 oranında, diğer aracın %25 oranında kusurlu olduğunu, kaza sonrasında diğer aracın sigorta şirketi tarafından davacıya kusuru oranında indirim yapılarak tazminat ödendiğini, davacıya ait aracın kaza tarihi itibarıyla davalı …Ş. tarafından Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, araçtaki hasarın ödenmesi için davalı … şirketine yapılan başvurunun kazanın alkolün etkisiyle meydana gelmiş olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, ancak kazanın münhasıran alkolden kaynaklanmadığını, bu nedenle talebin kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunduğunu belirterek karşı tarafın sigorta şirketinden aldıkları tazminat düşülmek suretiyle aracında meydana gelen hasar tutarındaki tazminatın davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, davacı tarafından sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine gerçekleştirilen araştırma sonucunda; kazanın araç sürücüsünün alkollü olmasından kaynaklandığının tespit edildiğini,münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelen kaza nedeniyle tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, talebin reddine karar verilmesini istemiştir.

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; alınan alkolün olayda münhasıran etkili olmadığı gerekçesiyle davacının talebinin kısmen kabûlüne, kusur oranına göre belirlenen 48.750,00 TL hasar bedelinin 21/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …Ş’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … vekilince yapılan itiraz üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş; karara karşı davalı … vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.

… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Dairesi tarafından, hakem heyetince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı bulunarak, davacının istinaf talebinin kabulüne,Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 06/02/2017 tarih ve 2016/İ.3679-2017/İHK-414 Sayılı kararının kaldırılmasına davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, Zorunlu Kasko Sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

Uyuşmazlık, trafik kazasının salt alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, dolayısıyla hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.

6847 Sayılı Kanunun 19. maddesiyle değişik 2918 Sayılı KTK.’nun 48/6.maddesinde; ”Yapılan tespit sonucunda 1.00 promil ve üstü alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” düzenlemesi ve TCK.nın 179/3 maddesinde ise “Alkol veya uyşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki madde hükmüne göre cezalandırılır.” düzenlemesi ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinde yer alan; Taşıtın uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” düzenlemesi karşısında %100 kusurlu olup 1.00 promil ve üstü alkollü sürücülerin emniyetli araç sevk ve idare edemeyecek durumda olmaları nedeniyle meydana gelen zarar münhasırlık raporu aranmadan sigorta teminatı kapsamı dışında sayılacaktır. Kasko sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması ya da tam kusurlu olmaması durumunda, trafik kazasının oluşumuna sadece sürücünün alkollü olması değil başka sebeplerinde etken olması nedeniyle meydana gelen zarar kasko sigortası teminat kapsamı içinde sayılacaktır.

O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yetmeyip kazanın münhasıran alkolün etkisinde oluşması gerekmektedir. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.’nun 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.

Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerektiği benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).

Kaza tespit tutanağında; sigortalı araç sürücüsüne kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığından ve alkollü araç kullandığından asli, karşı araç sürücüsüne kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından tali kusur verilmiştir.

Sigorta Tahkim Komisyonunca hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; davacının maliki bulunduğu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında, karşı araç sürücüsünün,%25 oranında kusurlu olduğu belirtildikten sonra, kazanın sigortalı araç sürücüsünün münhasıran alkollü olmasından meydana gelmediği ifade edilmiştir.

Kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün 1.83 promil alkollü olduğu saptanmış ise de, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Kazanın salt alkolün etkisiyle oluşması ve başka etmenlerin bulunmaması gerekir.

Dosya kapsamından ve bilirkişi raporlarından, davacıya ait araç sürücüsünün tek başına kazaya sebebiyet vermediği, dava dışı sürücünün de ikinci derece (%25) kusurlu davranışı ile olaya katılımının bulunduğu, dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, rizikonun teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın karar veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.